Kayla Harrison, kendini bildi bileli bir konuda dünyanın en iyisi olmayı hayal ediyordu. Ohio’dan bir kız, kariyerinde, hiç bir Amerikalının daha önce ulaşamadığı noktaya ulaştı: on yıla yakın judo dünyasının ağır siklet kategorisine hükmetti. Fakat bu yolculuk hiç de kolay değildi. Zirveye tırmanmak için, en dipten tırmanması gerekiyordu.
Geçen yıl CNN’e verdiği röportajda “Judo hayatımı kurtardı” dedi. “Bu spor, her gün uyanmam için bana bir sebep verdi. Gençlik yıllarımda buna sahip olmasaydım, şimdi burada olamazdım. Judo ve spor kurtuluşu oldu.
İlk koçu tarafından cinsel istismara uğrayan Kayla, bu tutkusundan vazgeçmeyi düşündü, hatta intiharı bile… Doğup büyüdüğü yerden çok uzaklara gitmek istedi, hiç kimsenin onu tanımayacağı ve bulamayacağı bir yere...
Spor, tünelin sonundaki ışığı görmesini sağladı. 16 yaşında, yaşadığı zorluklar sonrasında yeni bir başlangıç yapmak için Boston’a taşındı.
Boston’da, ABD Olimpiyat antrenörü ve eski dünya şampiyonu Jimmy Pedro tarafından çalıştırılmaya başladı. Önceleri, yaşadıklarını atlatmakta zorlandı ve yapmak istediği son şey, antrenman yapmak ve çalışmaktı.
“Takım arkadaşlarımın beni yatağımdan sürükleyip, okula götürdüğü ve okul kapısından içeri girmemi bekledikleri günler oldu.”
“Ağırlık kaldırmak istemedim, okula gitmek istemedim ya da terapiye… Ancak başka seçeneğim yoktu, judo evinde olmak istiyorsam, kurallara uymalıydım.”
Okulda ve tatamide derslerini çalışırken, bir yandan da kirasını ödeyebilmek için haftanın 50 saati bir hırdavat mağazasında çalışıyordu. Zaman geçtikçe judo disiplinin kazanmaya ve mücadele ruhu parlamaya başladı. Kısa sürede çalışmalarının sonucunu aldı: 18 yaşına basmadan iki kere ulusal şampiyonayı kazandı.
Dünyanın Zirvesi
Genç kız, sporun gördüğü en yetenekli Amerikalılardan biri olarak kendini bir isim haline getirirken, bunu tamamen küresel sahnede yapmak başka bir şeydi. Kayla daha yeni başlıyordu. Bangkok'taki 2008 Dünya Şampiyonasında kazandığı altın madalya, daha köklü takımları yenmek için gerekenlere sahip olduğunu kanıtladı.
2008’de, judonun evi olarak bilinen Japonya’da düzenlenen Dünya Şampiyonasında podyumun zirvesine çıktı.
Grand Prix ve Grand Slam turnuvalarını 2012 Londra Olimpiyatları izledi.
Olimpiyattan birkaç ay önce, dizinde oluşan yırtık ve sonucunda oluşan balon büyüklüğündeki şişlik onu durdurmadı. Bunun yerine, uzun süredir rakibi olan Mayra Aguiar ve Gemma Gibbons’ı yenerek, Amerika’nın 48 yıllık Olimpiyat madalyası bekleyişine son verdi.
Harrison çocukluk tutkusunu ve hayalini gerçekleştirmişti. Tartışmasız 78 kilo altında dünyanın en iyisiydi. Aynı zamanda sporu, yıllar önce yaşadığı dehşeti cesurca anlatmak için bir platform olarak kullandı ve benzer olayları yaşamış kişilere yardım etmek için “Fearless Foundation” (Korkusuz Vakıf) ını kurdu.
4 yıl sonra 2016 Rio Olimpiyatlarında, Aguiar ve Fransız yıldız Audrey Tcheumeo ile birlikte sporun en büyük sahnesine çıktı ve 2. Altın madalyasını kazandı.
Bugüne kadar hiç bir Amerikalı judoka onun başarısına ulaşmadı.
“Bu zor bir yaşam tarzı. Hayatımın yarısını bir bavulla seyahat ederek geçirdim; Japonya, Almanya, Birleşik Krallık... Ama hayatımın bir saniyesini bile değiştirmek istemem çünkü bu, kasabalı bir çocuğa dünyayı görme şansı verdi.
Başarıları:
Rio 2016 Olympic Games: Altın Madalya (-78kg)
Paris Grand Slam 2016: Gümüş Madalya (-78kg)
Tokyo Grand Slam 2015: Altın Madalya (-78kg)
Tokyo Grand Slam 2014: Altın Madalya (-78kg)
Chelyabinsk 2014 World Championships: Bronz Madalya (-78kg)
London 2012 Olympic Games: Altın Madalya (-78kg)
Paris Grand Slam 2012: Gümüş Madalya (-78kg)
Paris 2011 World Championships: Bronz Madalya (-78kg)
Tokyo 2011 Grand Slam: Gümüş Madalya (-78kg)
Tokyo 2010 World Championships: Altın Madalya (-78kg)
Kaynak: CNN International